CASPER ÜST YÖNETİCİSİ (CEO) CHARLOTTE LAMPRECHT: “BİZ ÜRÜNLERİMİZİ TÜRK KULLANICILARINA ÖZEL OLARAK GELİŞTİRİYOR VE ONLAR İÇİN ÜRETİYORUZ”
Casper’ı, Digital Markalar Ligi’nde yer alan “Dijital Dönüşümünü Gerçekleştirmiş Markalar” sıralamasında en üst seviyeye çıkarmayı öncelikli hedefleri olarak belirlediklerini vurgulayan Casper Üst Yöneticisi (CEO) Charlotte Lamprecht, “En büyük hayalim Türk çocuklarının teknolojiyi en yüksek şekilde kullanmalarını ve teknolojinin her an içerisinde olmalarını sağlamaktır. Daha iyi bir Türkiye ve dünya için gençlerin teknoloji becerisinin artması gerekiyor.” diyor.
Charlotte Lamprecht, İntel’den Casper’a transfer oldunuz. Sizi yakından tanıyabilir miyiz? 1961 yılında Texas’ta doğup büyüdüm. Derece ile Houston Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim ve ardından Intel’de çalışmaya başladım. 24 yıl boyunca “satış ve pazarlama” departmanında farklı pozisyonlarda görev aldım. Kişisel bilgisayar sektörünün kurulumunda etkin rol aldım ve dünyayı dolaştım. Türkiye’ye ise ilk defa 2005 yılında geldim ve Casper takımı ile tanıştım. Casper takımı ile beraber birkaç projede çalıştık. Ondan sonra bu takımı, şirketi ve ülkeyi çok sevmeye başladım. 2008 yılında Casper’a CEO görevine getirildim. O zamandan itibaren ürün yelpazemizi çok genişlettik. Masaüstü bilgisayarlardan dizüstü, tablet, 2in1, gaming, AIO, kurumsal ve akıllı telefonlara geldik. Bu sene de Casper olarak 28. yılımızı kutluyoruz ve önümüzde yıllar için de çalışmaya başladık.
Bugün 34 bin 500 metrekarelik kapalı alan üzerine kurulu Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük bilgisayar üretim tesislerinden biri olan Casper’da yıllık 1 milyon adet üretim yapılıyor. Bize Casper’ın kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
Casper 1991 yılında, Türkiye’de girişimciliğin henüz yeni konuşulmaya başlandığı zamanlarda, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden mezun olan 3 bilgisayar mühendisi tarafından Mecidiyeköy’de 40 metrekarelik ufak bir ofiste kuruldu. Türkiye’nin öncü teknoloji markası olarak 28 yıldır, gelişerek, geliştirerek ve en önemlisi ülke ekonomisine katkı sağlayarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Çeyrek asrı aşan teknoloji deneyimimizle bugün, 34 bin 500 metrekare kapalı alan üzerine kurulu, Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük bilgisayar üretim tesislerinden biri haline geldik. Üretim merkezimizde, konfigüratör uygulamamız sayesinde binlerce farklı seçenekte özelleştirilebilir ürün üretebiliyoruz.
Sektörde çok sayıda global rakibiniz bulunuyor. Böylesi bir rekabette öne çıkmak için nasıl bir strateji izliyorsunuz? Öncelikle biz ürünlerimizi Türk kullanıcılarına özel olarak geliştiriyor ve onlar için üretiyoruz. Global rakiplerimiz ise tek noktada bir çok ülke için geliştirip aynı ürünleri Türkiye’de dahil birçok ülkeye gönderiyorlar. Bir diğer ayrışan yönümüz ise onlar hazır ürettiklerini stok olarak tutarken, biz gelen sipariş üzerine depomuzda hazır bitmiş ürün beklemeden çıkacak şekilde ürün üretebiliyoruz. Sipariş üzerine çalışma stratejimiz bize hem en son teknolojik ürünler üretmemizi hem de tüketicinin isteklerine değişen trendlere hızlı yanıt vermemizi sağlıyor.
İntel geçmişinizi dikkate aldığınızda Amerika ve Türkiye’yi bilişim anlamında kıyaslıyor musunuz? Türkiye›deki bilişim sektörünün durumu sizce nasıl?
Amerika’da data var ve bunu analiz etmeye odaklı bir sistem bulunuyor. Türkiye’de data var ama data daha çok öngörüler ve içgüdülerle işleniyor. Bilgisayara sahip olma oranı ülke nüfusuna kıyasla hala düşük seviyelerde. Dolayısıyla burası teknoloji okuryazarlığının artabileceği bir pazar. Bunun en güzel örneğini temmuz ayında Ayvalık Küçükköy’de gördük. Sabancı Üniversitesi liderliğinde Casper’ın da desteği ile açılan “Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi” ve bu gibi girişimler ile gençler teknolojiyle daha iç içe olacaklar. Türkiye’de teknoloji kullanımı ve teknoloji okuryazarlığı da bu sayede artacaktır.
Sektörde çok sayıda global rakibiniz bulunuyor. Böylesi bir rekabette öne çıkmak için nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Öncelikle biz ürünlerimizi Türk kullanıcılarına özel olarak geliştiriyor ve onlar için üretiyoruz. Global rakiplerimiz ise tek noktada bir çok ülke için geliştirip aynı ürünleri Türkiye’de dahil birçok ülkeye gönderiyorlar. Bir diğer ayrışan yönümüz ise onlar hazır ürettiklerini stok olarak tutarken, biz gelen sipariş üzerine depomuzda hazır bitmiş ürün beklemeden çıkacak şekilde ürün üretebiliyoruz. Sipariş üzerine çalışma stratejimiz bize hem en son teknolojik ürünler üretmemizi hem de tüketicinin isteklerine değişen trendlere hızlı yanıt vermemizi sağlıyor. Stratejik taraftan ise global rakiplerimizin bir ülkeden başka ülkeye stok kaydırmasını gördüğümüzde onların güçsüz oldukları tarafı tespit edip hızlı bir şekilde aksiyon alabiliyoruz. Global rakiplerimize göre en önemli gücümüz ise müşterilerimizin sorunlarını hızlı bir şekilde çözüyor olmamız diyebilirim. Yaklaşık üç yıldır, merkez ve diğer 7 bölge servisimizde tüm ürün gruplarımızda (notebook, telefon, tablet, masaüstü ve AIO ürünlerimiz) 1 saatte servis taahhüttü ile çalışıyoruz.
Türk insanın teknoloji ile olan ilgisini nasıl görüyorsunuz?
Türkler iletişim konusunda Avrupa veya Amerikalılara göre çok aktifler. Özellikle akıllı telefonlar bu iletişimin bir parçası ve adeta telefonları ile yaşıyorlar. Türkler akıllı telefonları olmadan önce ne yapıyorlardı merak ediyorum. Akıllı telefonları üzerinden her durumda akrabaları ve arkadaşları ile sıkı bir iletişim halindeler. Dolayısıyla iletişim teknolojilerine çok hızlı adapte olabiliyorlar.
Türkiye ve dünya pazarlarında geleceğe yönelik hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Dizüstü, masaüstü, tablet ve akıllı telefonlar alanlarında global markalar rekabet gücümüzü artırmak için kurumsal pazarda (B2B) Casper markası olarak daha büyük hedefler belirledik ve bu yolda ilerliyoruz. Bunun dışında ise bir teknoloji markası olarak tüm paydaşlarımızı da kapsayan dijital dönüşümümüzü en hızlı şekilde bitirmiş olacağız. Hedefimiz; müşterilerimiz ve iş ortaklarımız ile her an, her yerde ve en hızlı şekilde iletişim ve etkileşim içerisinde olmaktır.
Siz ve ekibiniz hangi yöntemlerle başarıyı yakalıyor?
Her zaman, herkese saygı ile yaklaşıyoruz. İnsanların fikirlerini ve kendilerini dikkatlice dinleyip, bu fikirleri işimizde kullanmak için bir yol buluyoruz. Takımımı çok seviyorum ama bazen onlara çok sert geri dönüşlerde de bulunabiliyorum. Ekip arkadaşlarım bunu kabul ediyor. Çünkü onların gelişimleri için bunu istediğimi biliyorlar.
Bir kadın yönetici olarak, yurtdışında ve Türkiye’de farklılıklar var mı?
Zorluklarla karşılaştınız mı? Buna kesinlikle ‘hayır’ cevabını verebilirim. Casper yönetim takımı ve ekibim gayet açık görüşlü. Kadın ve erkek çalışma kültürüne de çok odaklı. Bu sadece şirketimizde gördüğüm bir bakış açısı değil, tüm paydaşlarımızda da aynı felsefeyi gözlemliyorum.
En büyük hayaliniz ve gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz nelerdir?
Benim en büyük projem; Casper’ı, Digital Markalar Ligi’nde yer alan dijital dönüşümünü gerçekleştirmiş markalar sıralamasında en üst seviyelere çıkarmaktır. En büyük hayalim Türk çocuklarının teknolojiyi en yüksek şekilde kullanmalarını ve teknolojinin her an içerisinde olmalarını sağlamaktır. Daha iyi bir Türkiye ve dünya için gençlerin teknoloji becerisinin artması gerekiyor.
Casper’ın da desteği ile açılan “Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi” ve bu gibi girişimler ile gençler teknolojiyle daha iç içe olacaklar.
Girişimcilik Kategorisi
ÜRÜNLEŞTİRMEYİ DOĞRU VE HIZLI YAPABİLMEK
ACT VENTURE PARTNERS ORTAĞI GÜRCAN OZAN: “ÜRÜNLEŞTİRMEYİ DOĞRU VE HIZLI YAPARAK SATIŞ YAPMAYI BAŞARABİLEN GİRİŞİMCİLER HER ZAMAN DAHA AVANTAJLI OLUYORLAR’’ Türkiye’de …
ÜLKEMİZİN 4. ENDÜSTRİ DEVRİMİNİ ISKALAMAMASI
ARMOLİS BİLİŞİM YÖNETİCİ ORTAĞI MUSTAFA KARADENİZ: ‘‘ÜLKEMİZİN 4. ENDÜSTRİ DEVRİMİNİ ISKALAMAMASI ÇOK ÖNEMLİ. BU NOKTADA YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALARLA BU SÜRECE KATKI …
MAZERET ÜRETMEDEN DAHA ÇOK ÇALIŞMAYA
TÜSİAD YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM YUVARLAK MASA EŞ BAŞKANI SERKAN SEVİM: “MAZERET ÜRETMEDEN DAHA ÇOK ÇALIŞMAYA, KATMA DEĞER …